Enerjik
tıp öğrencisi Gabby Holland’ın, kadınların karşı koyamadığı
Travis Shaw’a komşu olması, ikiliyi asla hayal edemeyecekleri
romantik bir yolculuğa sürükler. Travis,
oldum olası bir kadınla ciddi bir ilişki yaşamanın rahat yaşam
tarzını kısıtlayacağına inanmaktadır. Gabby
ise uzun soluklu bir ilişki yaşamakta olduğu erkek arkadaşıyla
hayatını birleştirmek üzeredir. Ta ki karşı koyulmaz bir
arzu,aykırı çiftin itinayla planlanmış hayatlarını alt üst
edene kadar. Fırtınalı
bir flört evresinin ardından Gabby ve Travis evlenip, el ele
yürüyen ve her kararı birlikte alan bir aile kurar, bir gün
içlerinden biri hayatlarının en önemli seçimini tek başına
yapmak zorunda kalana kadar. En
yürek burkan soruyu; “Aşk ümidini ayakta tutmak için ne kadar
ileri gidebilirsiniz?” sorusunu irdeleyen etkili ve hayat dolu aşk,
evlilik ve aile üçgeni. Bir
edebiyat yıldızı olan Nicholas Sparks’ın duygusal ve ilham
kaynağı romanından uyarlanan Aşkın
Seçimi,
aşkın gücünü,
genç bir çiftin zorlu ilk karşılaşmalarından başlayarak her
ikisinin de asla tahmin edemeyecekleri kaderin bir cilvesiyle
sınanacakları yaşam boyu romantizmini gözler önüne seriyor.
Son
filmi Aşkın Seçimi
ile uluslararası
çok satan yazar Nicholas Sparks, irili ufaklı olmakla birlikte
hayatın akışına damgasını vuran hiç beklenmedik seçimleri
anlatan, ilham kaynağı aşk hikayesi için çok sevdiği Kuzey
Carolina köklerine dönüyor. Dünyanın en popüler öykü
yazarlarından biri olan Sparks, ilk romanı Not
Defteri (The
Notebook) ile 1996
yılında New York Times’ın en çok satanlar listesinin en başına
yerleşmiştir. O günden bu yana, kitapları dünya çapında
100.000.000 kopya
satmış ve 50’nin
üzerinde farklı dile çevirilmiştir.
Dokunaklı,
duygusal ve okuyucuyu derinden etkileyen kitapları, aynı zamanda
çok büyük başarılar kazanan, aralarında The
Longest Ride,
The
Best of Me,
Safe
Haven, The
Lucky One,
Message
in a Bottle,
A
Walk to Remember,
The
Notebook,
Nights
in Rodanthe,
Dear
John
and The
Last Song
sayılabileceği filmlere uyarlanmıştır. Günümüze kadar
Sparks’ın ilham kaynağı olan hikayelerden yola çıkan yapımlar
750 milyon doların üzerinde gelir elde etmiş ve aralarında
Channing
Tatum, Ryan Gosling, Mandy Moore, Rachel McAdams, Zac Efron ve
Amanda
Seyfried’ın
da sayılabileceği
pek çok genç yeteneğin kariyerine de yardımcı olmuştur.
Sparks’ın
eserlerinden uyarlanan onbirinci film Aşkın
Seçimi ‘nde
, Travis Shaw ve
Gabby Holland’ın ilk tutku kıvılcımını takiben ikilinin
beklenmedik bir ilişkiye sürüklenişlerini, sonrasında ise
evlilik ve aile kurmakla sonuçlanan yolculuklarını izlerken, film
izleyiciyi hayatlarının aşkını yakalama şansı için neler
yapabileceklerini düşünmeye sevk ediyor.
“Aşkın
Seçimi insanlara ilk romanım Not Defteri’ni
anımsatabilir”
diyor Sparks. “Çiftimiz
bir araya gelir ve gözler önüne serilen hayatlarını izleriz.
Zamanla eriştikleri noktayı göreceğiz ve yaptıkları seçimlere
şahit olacağız. Filmi izlerken, filmin adının hikayenin en
başında yapılan bir seçime referans yaptığını
düşünebilirsiniz ancak filmde hikayeyi daha da unutulmaz ve etkili
kılan pek çok kırılma noktaları mevcut.”
Sparks’ın
uzun yıllardır edebi eserlerinin menajerliğini yürüten ve aynı
zamanda yaratıcı ortağı olan Theresa Park ile 2012 yılında
birlikte kurdukları “Nicholas Sparks Productions” ile şirketin
ilk sinema filmi olan Aşkın
Seçimi’ni
yaptılar.
“Bu
Nick’in en sevdiğim kitaplarından biri”
diyor Park. “Eserleri
arasında en neşe dolu, en etkileyici en çarpıcı olanlarından
biri. Amacımız bu harika karakterlerin hayatlarını çok idealize
etmeden ayağı yere basan ve gerçekçi bir biçimde yakalayıp
sunmak. Her zaman olduğu gibi film heves uyandıran kalitesiyle göze
çarpıyor ancak bunu çok gerçekçi ve erişilebilir bir şekilde
yapıyor. Öyle ki aynı şeyler benim başıma gelebilirdi hissine
kapılıyorsunuz.”
Eski
moda romantizmin ustası olan Sparks ile, yepyeni çok beğenilen bir
türde çalışmak, yapımcı Peter
Safran’ı da
projenin saflarına katar. “İyi
aşk hikayesine adım başı rastlanmıyor” diyor
Safran. “Nesillerdir
saygı duyulan temaları sadece Nicholas Sparks’ın işleyebileceği
gibi ele aldık. Nick hepimizin yaşadığı duygulara parmak basıyor
ki onun çalışmalarının en sevdiğim yanı bu. Biraraya gelmesini
istediğiniz iki insanın üstesinden gelmesi gereken zorlu
koşulları, neredeyse imkansız engelleri yaratmakta inanılmaz
başarılı. Aşkın Seçimi tüm bunları yeni bir boyuta taşıyor.”
“Filmi
stüdyo ortamının dışında çekmek, bize bu türü daha da
yükseltme imkanı verdi”
diye anlatıyor Safran. “Nick’in
çalışmalarından uyarlanan bazı muhteşem filmler vardı ancak
biz bir kez daha birebir aynı şeyi yapmak istemedik. Bu film
tamamen günümüzü yansıtıyor. Romantik komedileri çok severim.
O yüzden de Aşkın Seçimi’ ne içten bir mizah duygusuyla ve
aynı zamanda tutku ve dramla yaklaşmak istedim.”
Bu
yaklaşımı göz önünde bulundurarak film yapımcıları,
Demolition adlı
romantik komedi filmi 2015 Toronto Film Festivali’nde gösterilen
genç senaryo yazarı Bryan
Sipe’ı ekibe dahil
ettiler. New York’da yaşayan ve eğitimini Kuzey Carolina’da
tamamlamış olan yazar, filme çağdaş bir bakış açısıyla
birlikte çağdaş bir diyalog getirirken, yardımcı rollerdeki
karakterlerin de daha göz alıcı bir şekilde parlamasını
sağladı.
“Orijinal
karakterlere ve konuya sadık kalırken Travis ile Gaby etrafında
bir dünya yaratmak benim için önemliydi”
diyor Sipe. “Bu
nedenle de Travis hakkında daha fazla bilgi vermek ve dünyaya onun
köklerini anlatmak amacıyla Travis’in ailesi ve yakın
arkadaşlarını daha ön plana çıkardım. Bunu doğru
yansıtabildiğimde hayranların takip edeceğini biliyordum.”
Sparks
ve yapımcı arkadaşları Sipe’ın fikirlerini tamamen
desteklediler. “Bir
romanı beyazperdeye uyarladığınızda, her zaman yapılması
gereken bazı değişiklikler vardır”
diyor yazar.
Yapımcılar
Sipe’nin uyarlamasının original hikayeye derinlik kattığı
konusunda hemfikirler.
Sparks
“Yönetmen
seçimindeki öncelik benim ve yapımcı arkadaşlarımın gördüğü
potansiyel ile aynı paralellikte bir vizyona ve söz konusu bu
vizyonu gerçeğe yansıtabilecek deneyime sahip birini bulmaktı”
diyor. Aradığımızı ve daha fazlasını Oscar’a aday
gösterilmiş Ross Katz’da (En iyi Film, In
the Bedroom, 2001; En
iyi Film, Lost in
Translation, 2003)
bulduk diye devam ediyor sözlerine. “Kuzey
Carolina’yı perdeye yansıttı. Oyuncularla arası muhteşem. Onun
ortaya koyduğu işte, Gabby’nin Travis için niye her şeyi riske
edeceği ve Travis’in de niye kendini Gabby’den uzak tutamadığını
anında görebiliyorsunuz.”
Aralarında
Sissy Spacek ve Tom Wilkinson’ın başrolünü oynadığı gişe
başarısının yanı sıra Oscar’a aday gösterilen In
the Bedroom-Yatak
Odasında ve Sofia
Coppola’nın Lost In
Translation-Bir
Konuşabilse adlı
filminin de sayılabileceği uzun yapımcı kariyerinin ardından
Katz, yönetmenliğe başladı.
Katz
,Aşkın Seçimi’nden
ilk olarak kendisini arayan ve o anda yapmakta olduğu her ne varsa
bir kenara bırakıp hemen senaryoyu okumasını isteyen menajeri
sayesinde haberdar olur. “O
kadar çok şaşırtıcı yanı vardı ki”
diyor yönetmen. “Senaryoyu
okurken kahkahalarla gülüyordum”.
‘Aşkın
Seçimi’nde aralarında gerçekten insana keyif veren bir flörtün
de olduğu, Nicholas Sparks hayranlarının aradığı her şey var
ancak bu kadar komik olacağını hiç ummamıştım. Sonra seksi ve
romantik, en sonundaysa dokunaklı bir hal aldı. Çok canlı ve
sürprizlerle dolu. Şu ana dek Nicholas’ın kitaplarını
sevmeyenlerin bile ilgisini çekip beğenisini kazanacak.daima
kalbinizin sesini dinlemenizi hatırlatan bir hikaye”
diyor yönetmen. “Hayat
seçimler sinsilesidir ve her bir küçük kararın inanılmaz büyük
etkisi olabilir. ”
“İnsanlar
filmin mizahi yönünden, görsel güzelliğinden ve başrol
oyuncularımız, Ben Walker ve Teresa Palmer’ın arasındaki
kimyasal çekimden büyük keyif alacaklar. filmin hayatın tümünü
oluşturan her türlü duygunun arasındaki gezinimiyle sıradışı
bir iş yaptığımızı düşünüyorum.”
Safran
“Sevgilisiyle film
izlemeye gitmek isteyenler için Aşkın Seçimi harika bir seçim”
diyor. “Bu film hayatında aşkı tatmış ya da aşık olma hayali
kurmuş herkes içindir.”
“Aşkın
Seçimi gerçek karakterler ve gerçek durumları konu alan çok
güzel bir aşk hikayesi” diye
ekliyor Safran.
Film
yapımcıları için Aşkın
Seçimi filminin
oyuncu kadrosunu, Travis ve Gabby’i canlandıracak karizmatik bir
ikiliden başlayarak, onların etrafını saran arkadaşları ve
ailesini canlandıracak oyuncu grubunu belirlemek biraz yap boz
bulmaca halini almış. “Oyuncular
çok özel olmalıydı”
diyor Katz. “Travis
ve Gabby, Shep ve Steph, hepsi hepimizin tanıyabileceğiniz gibi
insanlar olmalıydı. Yerinde olmak isteyeceğiniz ya da arkadaş
olabileceğiniz insanlar, ki filmi çok gerçekçi kılan da budur.”
Hayatı
boyunca memleketi Kuzey Carolina’da yaşamış olan bir veterineri,
Travis’i canlandırması için yapımcılar Benjamin Walker’ı
seçti. Kendinden çok emin Travis, ailesi ve arkadaşlarıyla yakın
bir ilişki içinde olmakla birlikte, mükemmel kızı bulamamıştır.
Evini, köpeğini ve teknesini seven Travis bekar olmaktan memnun
görünmektedir, ta ki Gabby çıkagelene ve aralarındaki bariz
çekimden kaçıp kurtulamayana kadar.
0 yorum:
Yorum Gönder